döneminin en iyi el oyun konsolu game boy siyah beyaz iken game gear renkli ekrana sahipti. pilleri anında tüketirdi en fazla 2 saat oynayabilirdiniz.
1993’ün yaz aylarıydı, ilk defa yurtdışından gelen kuzenimin elinde görmüştüm ‘’Sega Game Gear’’ i ve görür görmez de, tüm yazı platform oyunu olan ninja ‘’shinobi ’’yi oynayarak geçirmiştim.O dönemler Türkiye’de, önce içinde sadece tek oyun barındıran ‘’Game & Watch’’ lar yani senaryosuz, küçük boyutlarda basit el konsolları, daha sonra büyük bir devrim olduğu düşünülen, siyah – beyaz ekranlı ‘’Nintendo Gameboy’’ lar vardı.


nintendo ’daki ‘’mario ’’ oyunu o kadar meşhurduki Gameboy’dan ziyade Mario bilinir olmuştu. Ama hem ‘’Game & Watch’’ların hem de ‘’gameboy ’’ un en büyük sıkıntısı ekranlarının siyah – beyaz olmalarıydı.İşte bu boşluğu gören Sega firması, eğer yanılmıyorsam ilk renkli el konsolu olan ‘’Sega Game Gear’’i 1990 yılında piyasaya çıkardı. Benim tanışmam dediğim gibi tam 3 sene sonra 1993’de oldu. Artık annem ve babamdan hediye olarak ne isteyeceğimi gayet iyi biliyordum.Yaz bitmiş, tabi haliyle Game Gear’de kuzenimle memleketine geri dönmüştü. Sahip olduğum tüplü ekran TV’ye bağlanan 128 oyunlu Atarim, beni hiç ama hiç kesmiyordu. En sonunda, annemle bir anlaşmaya vardık, eğer gittiğim dershanenin deneme sınavında ilk 50’ye girebilirsem, Sega Game Gear’im olacaktı. Çok iyi hatırlıyorum, ilk deneme sınavında tam 46. olmuştum ve ‘’Sega Game Gear’’ aşkı beni deliler gibi ders çalışmaya teşvik etmişti. Aslında, annemi de çok tebrik ediyorum; bana çok iyi bir havuç sunmuştu :).
O dönem, İstanbul’da her türlü elektronik cihazın tek adresi Eminönü’ndeki ‘’doğubank iş hanı ’’ idi ve 2000’ lerin başında Teknomarketler açılana kadar da bu tekel pozisyonunu korumayı başardı. Bir Cumartesi sabahı, babam elinde kocaman bir paketle geldi. O anda bir hata olduğunu anlamıştım. Sega Game Gear’in boyutları çok küçüktü, bu farklı bir şey olmalıydı. Sonuçta yanılmamıştım, meğerse babam bana ‘’Sega Master System 2’’ satın almıştı. Hemen büyük bir bağırış çağırış yaşandı haliyle ve kutusunu bile açmadan geri götürmesini istemiştim. Şu an düşünüyorum da belki de ‘’Sega Master System 2’’ ye biraz daha fazla şans verebilirmişim :). Çünkü, Game Gear oyun kasetleri, Master System göre her yerde satılmadığı gibi çeşit olarak az ve çok da pahalıydı. Dünya Gençlik Merkezi’nde ve Maslak Çarşı Mağazasında küçük bir rafta az sayıda oyundan birini satın alabilirdiniz.O dönemin parasıyla, 4.6 milyon Türk Lirasına en sonunda ‘’Sega Game Gear’’ ıma bir haftalık beklemenin ardından kavuşmuştum. Babam ayrıca, 25 oyunu kapsayan bir ‘’25 in 1’’ oyun kasetini de getirmişti. Oyunun içindeki en popüler iki oyun ‘’Sonic’’ ve ‘’batman ’’ idi. ‘’mario ’’ nasıl Nintendo Gameboy ile özdeşleşmişse, ‘’Sonic’’ içinde Sega’da aynı durum vardı.

Günümüzde de hala Sonic’in yeni oyunları yaşamaya devam ediyor. Kasetteki diğer oyunlar, düşük grafik kalitesi olan, ‘’Game & Watch’’ tarzı kalitesiz oyunlardı. sonic ’i gördükten sonra onları çok oynamak istemiyordunuz.Unutmadan belirtiyim, o yıllarda, benim açımdan bir ’Game & Watch’’ jübilesi olarak değerlendirebileceğimiz bir ‘’tetris ’’ çılgınlığı da vardı. Ama muhteşem Sega kendi tetrisini kendisi yaratmıştı ‘’ Columbus’’…Devam Edecek…